Dün, çok uzun zaman sonra ilk defa Hürriyet’te düzgün bir haber okudum. Emre Eser, 1 günü temizlik işçileri ile Cihangir ve Hacıahmet’te çöp toplayarak geçirmiş. Çöpe ambalajı ile atılan giysilerin yanı sıra yiyecek israfına da dikkat çekmiş. Dokunulmadan çöpe atılan ekmeklerin miktarına dikkat çekmiş. Aynı habere göre geçtiğimiz günlerde Tarım Bakanı Yardımcısı, Türkiye’de her yıl 18.8 milyon milyon ton gıdanın çöpe atıldığını açıklamış. Türkiye İsrafi Önleme Vakfı’nın (TİSVA) hazırladığı rapora göre Türkiye’de bir yılda 214 milyar liralık gıda israfı yapılıyor.
BM’nin Gıda Atık Endeksi 2021 raporuna göre ise dünyada her yıl tüketiciye sunulan gıdanın 6’ta biri çöpe gidiyor. Kişi başına düşen gıda israfı ise yıllık 121 kilogram. The World Counts’un verilerine göre, yalnızca bu yıl 433 milyon 27 bin 486 ton gıda israf edilmiş veya kaybolmuş.
Yıllar önce yüksek lisans yaparken bir hocamız Avrupa’da bir günde tarihi geçtiği için çöpe atılan margarin miktarının bir yük gemisini dolduracak miktarda olduğunu söylemişti. Dünya’nın bir tarafında insanlar açlıktan ölürken diğer tarafta çöpe atılan gıdalar çok üzücü. Ekmeği neden çöpe atar bir insan? Özellikle Türkiye gibi yerde ekmek görmeye dayanamayıp kaldıran insanların ülkesinde ya da o günler mazide kalmış artık… Restoran sahibiysen yenilemeyecek durumdaki gıdayı köpek barınağına bağışlarsın. Evinde ekmeği fırınlar toz haline getirirsin galeta unu olur. Çürümeye başlayan meyveden reçel yaparsın. Gıda gerçekten çöpe atılacaksa kompost olarak toplanması gerekiyor ama bu devlet eliyle organize edilmesi gereken bir şey. Her şey insanın cebindeki para ile alakalı değil birazcık da sahip olduklarına şükretmek israf etmemeye çalışmak gerekiyor sanki. Aynı şekilde giysileri çöpe atmak yerine giyilebilir durumda olanları bağışlamak, çöp haline geldiyse geri dönüşüme vermek de zor değil ama bu tür şeylerin koordinasyonunu yapacak kurumlar olması gerek.